İçeriğe geç

“kangren!”

uslandın şehirdeki girdaptan boğuldun velhasıl.
söyle sana pencerenden etine saplanan güneşten başka ne lazım?
bakma bana ben fırtına biçmek için rüzgar ekerim.
hiç düşündün mü, bir manası var elbet çayla gelen iki küp şekerin?
tamam yaşamak pek iç açıcı değil şu zaman burkuldun.
ama kabûl et sen de farkettin yağmurun nasıl büyüdüğünü yutkundun!
isterdim bir yağmurdan artakalan koku şu şarkıya sığsın…
şimdi sana sigaramdan yüz bularak soruyorum, nasılsın?
ben fena değilim sadece biraz laçka!
elimden gelen yok hastane kapısında eline şiirler tutuşturmaktan başka…
bir de geceleri uyku tutmuyor, sabahı zor ediyorum!
ulan bu öfke denen illet var ya; dişlerimi sıkıyorum!
bazısı beyhude diklenir şu dünyaya hah! ne diyeyim?
kızıyorsun evet biliyorum ama işte ben onlardan biriyim.
olsun be, tutun yıkılma sakın hep ayakta kal, diren!
ben mesela oturup sana böyle bir mektup yazdım ismi kangren.

kangren’in hikayesi : okumak için tıklayınız

Tarih:Bir Delinin Hatıra Defteri